Yaşlılık ve gençlik nereden takıldı aklıma, herhalde Pazar günü babalar günü olduğu için, çocuklarımızın baba, torunlarımızın dede diyerek kutlamaya geldikleri, babalar günümüzü kutladıkları için olsa gerek.
* * *
Çocukluk, gençlik ve yaşlılık, yaşamımızın içerisindeki önemli evrelerdir.
Çocukluğumuzun, gençliğimizin ve yaşlılığımızın, hepsinin ayrı bir güzelliği, artı ve eksileri var, bu dönemleri değerlendirmeyi öğrenmek durumundayız.
Çocukluk ve gençlik dediğimiz, ileriki yıllarda rahat yaşamak için yaptığımız hazırlıkların, yaşlılık dediğimiz şey ise yaşamın tadını çıkarttığımız dönemin adıdır.
* * *
Yaşlıları, çocukları ve gençleri topluma kazandırma görevini üstlenmiş, kütüphaneler olarak görmek doğru olandır.
Yaşlı dediğimiz insanları, gençlerin önünde engel değil, gençlerin yararlanması gereken kütüphaneler olarak görmek gerek.
* * *
Gençliği, yaşamın bir devresi ve dönemi olarak görme yanlışı, duygularımızı da etkiliyor.
Aslında gençlik bir anlayış meselesidir, akıl durumudur.
Yıllar, bedenimizde ciddi değişiklikler ve buruşukluklar meydana getirebilir.
Yaşlılığı sadece vücudumuzdaki bu değişiklik ve buruşukluklar ile tanımlayamaya çalışma yanlışına kapılmamalıyız.
* * *
Zaman içerisinde bedenimizde meydana gelen buruşukluklardan ve değişikliklerden daha önemli olan bir şey var.
Bunu gözden kaçırmamalıyız, Heyecanlarımızın bitişi ve ruh halimizdeki eskimeye engel olamayışımız, yaşlılığımızı hızlandırmaktadır.
* * *
W.E.Gladstone, “ Fazla ve uzun yaşamak, buruşuklukların başlaması, yaşlanmayı başlatan sebeplerden değildir.
İnanın kendimize olan güvenimiz kadar genciz.
Kuşkularımız ve korkularımız kadar ihtiyarız.
Cesaretimiz kadar genciz, korku ve kuşkularımız kadar yaşlıyız.
Umutlarımız kadar, sevinçlerimiz kadar genciz, yaşamdan bıkkınlığımız ve bezginliğimiz kadar yaşlıyız.” diyor.
* * *
İnsanların uzun yaşamaları, yaşlılığın tam karşılığı değildir.
Yaşlanmamızın önemli nedenlerinden biriside, umutlarımızın ve duygularımızın kaybolmasıdır.
Kalbimiz ve gönlümüz, sevmeyi becerebildikleri sürece, neşesini ve umutlarını kaybetmedikleri sürece gençsiniz.
Çevrenizdeki güzellikleri fark edebildiğimiz sürece, beynimiz yeni şeyler keşfedebildiği sürece gençsiniz demektir.
İnsanların büyük çoğunluğu, yaşadıkları her günü, bedenlerini yaşlandırdığına inanmaktadırlar.
Oysa insanlar, yaşamayı beceremedikleri zaman yaşlanmaya başlıyorlar. Yaşlı olmaya karar verdikleri gün yaşlanıyorlar.
* * *
Zaman içerisinde bizlerde eskiyeceğiz, buruşacağız ve sağlığımız bozulacaktır.
Vücudumuzun rahatsızlanması, sağlıklı düşünme alışkanlığımızın doğal sonucudur.
Buna yaşlanma demeyelim, yeryüzündeki her şey gibi bizlerde doğaya karışacağız, doğaya karışırken bile aklen ve kalben genç olarak karışmak mümkün.
Ben kararımı verdim, yaşlanmadan doğaya karışacağım.